düz mantık saçmalıkları

ben düşünüyorum bazen. mesela aşırı dozda kötü koku içinde 2-3 gün kalsak ölür müyüz? kusmuk dolu bir oda düşün mesela. hığ?
peki ya ''insan eti pişirilince nasıl kokar? ter kokarmış gibi geliyor bana. acaba insan eti lezzetli midir? yiyen lezzetli diyormuş ama kime göre neye göre. gerçi yemem tabii ki ya. ne bileyim tuhaf gelir kendi etimi yermiş gibi. ben yerken aklıma kesin en sevmediğim insanlar gelir. ne bileyim bu Avril Lavigne'in eti falan diye kolu bacağı gelir iğrenç karının. iyy tiksindim şimdiden insan etinden. hayvan etini yiyiyorum hatur hutur ama, insanlık işte, ben de o bencil yaratık sürüsünden biriyim. gerçi birinin etini yiyeceksin ama kiminki olsun bu deseler kendimi tatmak isterdim. hahaha ne megaloman bi ineğim yağ! megolaman mıydı yoksa o? yine karıştırdım ak. neyse nereden bu konuya gelmiştim. he et. yok ama ya yemem. büyük konuşmak da istemiyorum ama şimdi. insanın ne hale düşeceği belli olmaz. bi adam depremde enkaz altındayken havluya işeyip çişini sıktığını & içtiğini söylemişti. hayat bu. gerçi ben öyle bi duruma düşecek kadar aç kalacağımı sanmıyorum. açlıktan ölmem gibi geliyor. yeteri kadar karbonhidrat var vücudumda. yağlarım da cabası. hatta başka bi şey yok. yağ ve karbonhidrat. böyle bi canlı ölmez, sürünür. bak ölümden çok bahsettim. çağırıyor olmayayım? otobüs kaza yapmasın şimdi? ben şu anda ölürsem en çok bu otobüs camının kırıklarının suratıma sıçramasından korkarım biliyor musun? annemin ''cama basma, orada cam var, cam kırıkları vücudunda dolaşır'' gibi küçüklüğümden beri empoze ettiği iğrenç zehir kanımda dolaşıyor. nasıl psikolojime işlemiş la. inşallah ben anne olursam böyle bi kadın olmam. olmam da sanırım. iyi bir anne olurum gibi geliyor. yani ne bileyim anne olmak istemiyorum ama ya hamile kalırsam? sıçtım o zaman resmen. aldıramam ki ben çocuk. yani büyük konuşmayayım aldırmak zorunda kalmak da var. ama klasik dizi kadınları gibi çocuğumu doğurup tek başıma bakmaya çalışırım sanırım. ne kadar cool (H) ne bileyim neticede klişe de olsa bi canlının ölümüne sebep oluyorsun. milyonlarca sperm arasından birinci gelmiş yazık günah dhajshja ömür boyu başıma bela bi çocuk almayı o suçluluk duygusuna tercih ederim gibi. nasıl bakıcam lan? aman öf, neyse ne, şimdilik böyle bi tehlike yok sonuçta. hem belki çocuğum hayatıma güzellik katar. dexter'ın bile çocuğu var sonuçta. pardon yine bir dizi olduğunu unuttum. iyi şeyler düşüneyim ki iyi şeyler çağırayım. ya ölürsem kim arkamdan ağlar diye de düşünmüyor değilim. ne kadar yasım tutulacak sanki. gerçi beni sevenler olmasaydı hiç tereddüt etmiyorum intihar ederdim. bi sn bile düşünmeden. arkamdan bi felç melç gelir anneme sonra abimin başına kalır yazık. yani insan -en azından ben- ağız tadıyla bi intihar bile edemiyorum! bipeyim böyle hayatı emi! hayatıMı sonlandırmak bile başkalarına bakıyor. bıktım bu hayattan bühü bühü. ulan ölmekten korkmuyorum da şimdi şu kadının çocuğu falan var kucağında küçücük. ölürse nolur ikisi birden? ya çocuğu ölse? ya da hadi çocuk kurtuldu diyelim, öbür türlüsü daha beter. pezevenk babası iki saattir bi bacağıma bi memelerime bi yüzüme bakıyor hayvan oğlu hayvan trinity oldu resmen. hayır karın ordan fark etmiyor mu sanıyorsun genç kızları kestiğini gebeş? öyle ayakta duruyor kadınceyiz çocukla, pezevenk kız kesiyor. karısı da pek bi güzel lan bu herifte ne bulmuş acaba. karakterinde bi bok olmadığı yüz metre öteden belli çünkü. hayır lan yaşlı erkekleri seviyorum ama evli olanları değil tabii ki. o kadar abartmadım. ne yüzsüz ya hala bakıyor. bu şimdi ben buna bakıyorum arada rahatsız oluyorum diye bu kendisine baktığımı sanıyor salak. ben de poğkır feys, uyuz olduğumu belli etmeme uzmanı oldum bu insanların arasında. insan erkek arkadaşlarıyla gezince böyle şeyler azalıyor işte. ben kendime bi kanka daha bulayım. gay olsun bu sefer mümkünse. yoksa yalnız kaldım resmen. bu kız ne zaman fark edecek babasının bir it olduğunu acaba? sonra bütün erkeklerden nefret edecek. belki de lezbiyen olur. yavrum ya.. dur yer vericem ben bunlara. babasıyla yan yana olma riskine dair kalkıyorum...
Kadın amma müteşekkir oldu la alt tarafı koltuğumu verdim. nerden benim koltuğum oluyorsa? ahahaha iki dakikada sahiplendim koltuğu. 10 dk sonra bambaşka birinin koltuğu olacak halbuki. hayatımda ilk defa yer veriyorum galiba. acaba acıdığımdan yer verdiğimi hissedebilir mi? hiç sanmıyorum. aklında kim bilir ne dertleri var. amca hala bakıyor ulan ne yüzsüzsün sen yağ. ne sapık bi milletin içinde yaşıyoruz kardeşim. italyanlar bile daha az asılıyor. en azından yakışıyor adamlara. sapıklık değil, flört. velet de tatlı bi şey ama besbelli ki baş belası. hem anadan bi şey almış hem babadan. ay sarışın da yeğğrim seni şıllık. nasıl da tatlı gülümsüyo bana. sevdi beni küçük şey : ) acaba Jonathan'ın evlenme teklifini kabul etseydim nasıl olurdu hayatım? sarışın olur muydu çocuklarımız? aman yok iyi ki düşünüp taşınmışım. daha doğru düzgün dilini konuşamıyorum adamın. hem o da beni tanımıyordu doğru düzgün. öyle evlilik mi olur? bir de geçenlerde diyorum ki ''bak aramızda bi sürü engel var'' hede hödö her zamanki mantıksal şeyler, adam bana ''you are making them'' diyor. ne suçlayıcı bu erkekler yeağ. sanki ben ona dedim git ingiltere'de doğ, orada yaşa, başka dili konuşalım...daha önceden tecrübe ettiğim şeyler bunlar hem. bilmiyor muyum iki gün sonra ''aramızda mesafe var bıdı bıdı'' diye geveleneceğini? aman allah korusun bi kere daha duymak istemiyorum bi ton bahaneli ayrılamayan zavallı erkek zırvalarını. ölmeden önce küs de gitmek istemem aslında Uğur'la yağ. bi mesaj mı atsam? yaşarsam sarhoştum hatırlamıyorum derim olmaz mı dhjakdhj tamam be üff atmıyorum. o merak etmiyorsa ben niye edeyim di mi ama? hayır silinen benim zaten her mecradan yağhu daha arasam mı diye düşünmem bile büyük avanaklık. evet aşık olunca salak oluyorum kesinlikle. aşık olmamak için elimden geleni yapıcam bundan sonra! ama ölmeden bi yüksek sesle seni seviyorum diyemedim ona yanarım ahuhauaha duygu yoksunu gidiyorum sevgili otobüs. şu yandaki çocuğa mı desem acaba? pek güzel omuzları varmış! nerede & hangi koşullar altında yaptı acabağ?? ayy ay-podumda da ''need you know'' çalıyor. ben isterdim ki ölürken bitır sıviğt senfoni çalsın. ama değiştirmek için elimi şey yapamam aşağı şimdi. çok sıcak. yapış yapış oldum. bunu da abime bırakayım onun aypodu dandik. az cigabaytlı. sıkıştı çocuğun şarkıları euhuhsuha aaa bak bi de vasiyet hazırlayacaktım görüyor musun? __organlarımı bağışlıyorum, cdlerimi paylaştırıyorum, cenazemde herkes oynasın istiyorum istediğim şarkıların listesi eşliğinde, hiçbir masraftan kaçınılmasın, herkes siyah uzun kollu gömlek giysin, küllerim yakılsın, kırmızı bir kutuya konulsun sonra Ellın Poğ kitabım ve Cude Lov dvdlerimle beraber Niagara'yı gören bi yere gömülsün istiyorum. Kırmızı ve siyahın hakim olduğu bir cenaze istiyorum, ağlayan cenazeden atılsın, EMREDİYORUM!!__ falan yazacaktım. ulan ölürsem bi avokado yemeden gitmeyeyim diye geçenlerde avokado aldırdım anneme. ahaha yemeyi bilmediğimden hiçbir bok anlamadım. ısırayım gitsin dedim. tabi öyle yenmiyormuş. bi ton prosedürü var lan meyvenin! bari yanına kullanma kılavuzu da koysalardı. ben öyle iğrenç şekilde ısırdım ki bi daha egzotik lafını duymak istemiyorum. ama mango yiyemeden ölücem : ( canım lila pause çekiyordu çilekli bak bulamadım onu da günlerdir marketlerde : ( migros'un önünde ineyim yaşarsam la. lila pause yemeden ölmek istemiyorum. çok güzel kokuyor çilek çilek! ENEEEĞ gelmişim eve, durdurayım bari. bi otobüs yolculuğunu daha atlattım! çok şükür uçan spagetti canavarı'na.''
siz düşünüyor musunuz böyle şeyler otobüste? koku uyarıcı bi şey. bak nasıl uyarmış benim nöronları. seviyorum ben kendimi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder