
''Hafızaya yerleşecek özel-yerleşik bir ifadesi yoktu. Görülüp hemen ardından unutulan bir çehreydi. ama belirsiz ve hiç bitmeyen bir anımsama hissini uyandıran bir unutuştu bu. Her ani tutkunun ruhunun herhangi bir vakitte belirgin imgesini o yüzün aynasına düşürmemesinden de değildi bu- o aynada, ayna benzerinde tutku kaybolunca hiçbir izin kalmamasındandı.''
''Yaşıyordum ama bir ölünün nitelikleriyle - ölüydüm, bir canlının eğilimleriyle - yeryüzündeki anormal bir yaratıktım - son derece sakin ama nefessizdim.''
''Apaçık ve hazır olanı reddedip uzaktaki ve belirsiz olanı yeğlemek insan doğasının sapkınlığının bir özelliğidir.''
''Bir basamak! Küçük, küçücük bir basamak! İnsan yaşamının merdivenindeki böyle küçük bir basamak ne kadar da büyük bir mutluluğun ya da acının belirleyicisi olur sık sık!''
''Varsa! Ne acıklı bir sözcük! İki hecede ne büyük bir sırlar ve anlamlar ve kararsızlıklar ve belirsizlikler dünyası gizli!''
''Bütün bunlar - şimdi bilinene dönüşmüş olan bilinmeyen - üstünde tahminler yürüttüğüm geleceğin görkemli ve belirgin bir şimdiki zamana dönüşmüş olması, taşıyamayacağım kadar ağır yükler...''
''Gerçek; gücünün saflığıyla ve müthiş görkemiyle ayağa kalktı ve bilgeler önünde eğilip ona taptı.''
''Aramızdaki yakınlık arttıkça, onun ruhunun derinliklerine daha fazla indikçe, tek ve bitimsiz bir hüzün yayılımıyla tinsel ve fiziksel evrenin tüm nesnelerine karanlık saçan bir zihni neşelendirmeye çalışmanın boşunalığını giderek daha acı bir şekilde anladım.''
''İnsanların olgunluk çağlarında çok küçük yaşların olaylarından geriye pek izlenim kalmaz genelde. Her şey gri gölgelerden ibarettir - zayıf ve düzensiz anımsamalardan - küçük zevklerin ve tuhaf acıların belirsizce yeniden toparlanmasından.''
''Karanlık vadileri, gri kayaları, sessizce gülümseyen nehirleri, huzursuz uykularda iç geçiren nehirleri, huzursuz uykularda iç geçiren ormanları ve hepsine tepeden bakan gururlu, uyanık dağları seyrederken -bunları hem ayrı ayrı, hem de devasa bir canlının parçaları olarak görmeye bayılırım. Bu öyle bir bütündür ki şekli (küre) en kusursuz ve en kapsayıcıdır. Yolu yakın gezegenlerin arasından geçer. Uysal cariyesi aydır. Dolaylı efendisi güneştir. Yaşamı edebiyettir. Düşünceleri bir tanrınınkidir. Hazzı bilgidir. Yazgısı enginlikte yitmiştir. Bize ilişkin farkındalığı bizim beynimizi istila eden mikroskobik hayvancıklara ilişkin farkındalığımıza benzer. Bu yüzden onu tamamen cansız ve özdeksel olarak görmek zorunda kalırız. Herhalde o mikroskobik hayvanlar da bizi öyle görmektedir.''
''Ancak bu kötülük, ister istemez temel kötülükten; Bilgi'den doğmuştu! İnsan; hem bilip, hem de direnmeyi beceremezdi!''
(Monos ile Una'dan)
''Una: ''Ölüm..İnsanların mutluluğuna karşı ne gizemli bir engeldi. İnsanlara ''yeter, buraya kadar!'' derdi. Birbirimize olan aşkımızın bağırlarımızda yanan ateşi - onu ilk kez hissettiğimiz sıralarda nasıl da kendimizi kandırır, mutluluğumuzun onun gücüyle daha da artacağını düşünürdük! Ne yazık ki o güçlendikçe, kalplerimizdeki birbirimizi ayıracak olan o habis saatin hızla yaklaşmasının korkusu da arttı. Bu yüzden bir süre sonra sevmek acı verir hale geldi. Birbirimizden nefret etsek daha iyi olurdu.
Monos: Bu acılardan basetme Una! Artık benimsin, sonsuza dek benimsin!
Una: Ama eski acıların anısı, şimdiki mutluluklar değil midir? Monos, seni anlıyorum. Ölünce insanoğlunun tanımlanamaz olan şeyleri tanımlamaya ne kadar eğilimli olduğunu fark ettik. ''
derinden not: All that we see or seem is but a dream within a dream : )
seviyorum seni kız :=
YanıtlaSilAdsız sen de olmasan... eheuheu : )
YanıtlaSil